ay defneee, adliye diyince bi an "hayırdır inşallah!" diye şaşırdım! sonra "haaa, defne hukukçuyduuu" dedim :)) umarım daha güzel bir öğleden sonra oluyordur!
sammycim gerçekten içimden geldiği gibi, hatta üzerinden geçip düzeltmeden yayınlıyorum. böylece zihnim boşalıyor :) ama harf hatasının ne önemi var! keşke herkes senin gibi içten yazsa da eksik harfle yazsa :) çok daha fazla yorum okumak isterdim! belki bigün o da olur :)
olsa da içsek değil mi... bir kaç saat sonra uyanık kalmak için daha cok ihtiyacımız olacak... gerçi yukarıdakiler olsa kahveyi de bitirirlerdi :)) bitsin bu işler, divan'dan lokum alacam billahi! aaay yeter artık ayol :)
günaydın bembi, güneş doğuyo mu bu saatte? hava aydınlandı mı sevgili bezelyesever, kuş düşmanı, güzeller güzeli, yetenekli, sevgi dolu kalpliii, yemek dizaynırı, grafik dizaynırııı, kabanının astarı ile saçının tokası pembe olan kahverengi süveterli kahvekolik kardişim... artık kahvenın zamanı geldi ne diyorsun?
aman da amaaaan aman da amaaan! benim photoshop ustası, hamarat, takı tasarımcısı, en hızlı search yapan, arama sonuçlarına en kısa sürede ulaşan, klavyesi boing 131den hızlı, süper makyaj yapan, kahküllerine bayıldığım, minik atkuyruklu ablam benim! sabah oldu, sütçü köşeyi döndü, bütün ışıklar söndü, okul vakti yaklaştı! iş yerinde sabahlamanın en güzel yanı, işe gitmek için kalmak ve giyinmek zorunda olmamak!!! kahveni nasıl alırdın? :D
körler sağırlar birbirini ağırlar, diye bir söz vardır bizimki de o hesap oldu... ama uzun çalışma serüveninde bizi neşelendirecek bir girişim oldu, kesin :)
iş yerinde sabahlamanın en kötü yanı da "bunu dün yapmıştım... hayır bugün mü yaptım... yok o, bugün müydü?" gibi uyuyana kadar süren ve bitmeyen, bitse dahi güldüren, güldürdükçe krize sokturan, nihayetinde sinirden ağlatan mantık hatalarıyla dolu cümleler yazdırtan; zaman kavramının algılanamaz hale gelmesi... kahvem sütlü, köpüklü olsun. en büyük boy olsun. çizeceksin herhalde :)
kuyruk kısmına teessüf ederim, uzuyor işte. klavye artık işimiz, mecburuz hızlanmaya. ustalığı ise kabul edemem, teveccühünüz... sizin kreativitinize yetişemem, bu bir mirikıl olurdu :)
not: artık "mucize" yerine "miracle" sözcüğünü kullanan insanlar türedi... onlara bir serzeniş olarak yazdım...
2 sene evvel 1 haftalığına Bosna-Hersek'e gitmiştik. O zaman duyduğumuzda çok gülmüştük. Tabi biz çay aramak için kapı kapı dolaşıyorduk. Genelde çay (caj) denilince yeşilinden getiriyorlar. Hatta sözleri bile var: "Hasta adam çay içer. Sağlıklı adam kafa" Şu yazıyı gördüğümüzde ne mutlu olmuştuk.
Boşnak kahvesinin ikramı da bir hoş... Onun için de buna bir bakın.
servisi çok hoşmuş devletşah. özellikle fincanın içindeki altın rengi motif ne güzelmiş :)) gidip görmek gerek, çok güzel bir yere benziyor, çay sevmeme ramen bence sözleri de doğru!! hasta adam çay içer, sağlıklı adam kahve :) bu sözü hiç unutmam :))
Bak şimdi hatırladım. Bazı yerlerde yanında lokum verilmişti. Hiç öyle fotoğraf çekmemişim. Gerçekten çok güzel bir yer. Temiz... Benim çocukluğumdaki bundan 20 sene evvelki Türkiye'ye benziyor. Dağın taşın ağaç olduğu zamanlar gibi. Gezmek için 3 gün kafi... Mostar, Saraybosna, Travnik. Her birine bir gün. Aslına bakılırsa bir gün bile fazla. Mostar tarafında mutlaka görülmesi gereken küçük 2 köy daha var. Biz bunlar dışında küçük dağ köylerine de gittik. Tanıdık bir Boşnağı ziyaret etmiştik. Harikaydı... Bütün her yer kartpostal gibiydi.
Bir Maldivlerden bir de Bosna-Hersek'ten fahri vatandaşlık bekliyorum. Başka yerleri bu kadar aşkla anlatmıyorum..
bengidiyorum.blogspot.com'da yayınlanan görsellerin tümü aksi belirtilmediği taktirde Bengi Gençer'e aittir ve izni olmadan kopyalanamaz, çoğaltılamaz, yayınlanamaz, üçüncü şahıs ve kuruluşlara verilemez, amacı dışında ve kaynak gösterilmeden kullanılamaz.
16 yorum:
Ben de biraz önce adliyeden geldim, aynen bu vaziyetteyim :). Öptüüm!
Yaratılık süper:) Böyle günlük çizimler yapıyorsun ya içinden geldiği gibi çok hoş:)
Bu arada klavyenin gazabına uğradım:( "Yaratıcılık" yazmak istemiştim:)
ay defneee, adliye diyince bi an "hayırdır inşallah!" diye şaşırdım! sonra "haaa, defne hukukçuyduuu" dedim :)) umarım daha güzel bir öğleden sonra oluyordur!
sammycim gerçekten içimden geldiği gibi, hatta üzerinden geçip düzeltmeden yayınlıyorum. böylece zihnim boşalıyor :) ama harf hatasının ne önemi var! keşke herkes senin gibi içten yazsa da eksik harfle yazsa :) çok daha fazla yorum okumak isterdim! belki bigün o da olur :)
olsa da içsek değil mi... bir kaç saat sonra uyanık kalmak için daha cok ihtiyacımız olacak... gerçi yukarıdakiler olsa kahveyi de bitirirlerdi :)) bitsin bu işler, divan'dan lokum alacam billahi! aaay yeter artık ayol :)
Bitmeyen ne isi bu boyle, atom mu bolunuyor orda?:)
kolay gelsin...
ben de çatıdaki kuşlar gidince baklava alıcam dedim bugün dnz! demek ki yakında hem lokum, hem baklava hem de kilo alıcaz! :)
küresel ısınmadan kutrulmak için icat yapıyoruz morkoyun :) bir de içme suyunu klonlıyoruz! nası fikir :) az kaldı :))
günaydın bembi, güneş doğuyo mu bu saatte? hava aydınlandı mı sevgili bezelyesever, kuş düşmanı, güzeller güzeli, yetenekli, sevgi dolu kalpliii, yemek dizaynırı, grafik dizaynırııı, kabanının astarı ile saçının tokası pembe olan kahverengi süveterli kahvekolik kardişim... artık kahvenın zamanı geldi ne diyorsun?
aman da amaaaan aman da amaaan! benim photoshop ustası, hamarat, takı tasarımcısı, en hızlı search yapan, arama sonuçlarına en kısa sürede ulaşan, klavyesi boing 131den hızlı, süper makyaj yapan, kahküllerine bayıldığım, minik atkuyruklu ablam benim! sabah oldu, sütçü köşeyi döndü, bütün ışıklar söndü, okul vakti yaklaştı!
iş yerinde sabahlamanın en güzel yanı, işe gitmek için kalmak ve giyinmek zorunda olmamak!!! kahveni nasıl alırdın? :D
körler sağırlar birbirini ağırlar, diye bir söz vardır bizimki de o hesap oldu... ama uzun çalışma serüveninde bizi neşelendirecek bir girişim oldu, kesin :)
iş yerinde sabahlamanın en kötü yanı da "bunu dün yapmıştım... hayır bugün mü yaptım... yok o, bugün müydü?" gibi uyuyana kadar süren ve bitmeyen, bitse dahi güldüren, güldürdükçe krize sokturan, nihayetinde sinirden ağlatan mantık hatalarıyla dolu cümleler yazdırtan; zaman kavramının algılanamaz hale gelmesi... kahvem sütlü, köpüklü olsun. en büyük boy olsun. çizeceksin herhalde :)
kuyruk kısmına teessüf ederim, uzuyor işte. klavye artık işimiz, mecburuz hızlanmaya. ustalığı ise kabul edemem, teveccühünüz... sizin kreativitinize yetişemem, bu bir mirikıl olurdu :)
not: artık "mucize" yerine "miracle" sözcüğünü kullanan insanlar türedi... onlara bir serzeniş olarak yazdım...
Bosna-Hersek'te kahveye "kafa" diyorlar :)
devletşah çok ilginç bir tesadüf olmuş o zaman :D sen nereden biliyorsun bunu :))
2 sene evvel 1 haftalığına Bosna-Hersek'e gitmiştik. O zaman duyduğumuzda çok gülmüştük. Tabi biz çay aramak için kapı kapı dolaşıyorduk. Genelde çay (caj) denilince yeşilinden getiriyorlar. Hatta sözleri bile var: "Hasta adam çay içer. Sağlıklı adam kafa"
Şu yazıyı gördüğümüzde ne mutlu olmuştuk.
Boşnak kahvesinin ikramı da bir hoş... Onun için de buna bir bakın.
servisi çok hoşmuş devletşah. özellikle fincanın içindeki altın rengi motif ne güzelmiş :)) gidip görmek gerek, çok güzel bir yere benziyor, çay sevmeme ramen bence sözleri de doğru!! hasta adam çay içer, sağlıklı adam kahve :) bu sözü hiç unutmam :))
Bak şimdi hatırladım. Bazı yerlerde yanında lokum verilmişti. Hiç öyle fotoğraf çekmemişim. Gerçekten çok güzel bir yer. Temiz... Benim çocukluğumdaki bundan 20 sene evvelki Türkiye'ye benziyor. Dağın taşın ağaç olduğu zamanlar gibi. Gezmek için 3 gün kafi... Mostar, Saraybosna, Travnik. Her birine bir gün. Aslına bakılırsa bir gün bile fazla. Mostar tarafında mutlaka görülmesi gereken küçük 2 köy daha var. Biz bunlar dışında küçük dağ köylerine de gittik. Tanıdık bir Boşnağı ziyaret etmiştik. Harikaydı... Bütün her yer kartpostal gibiydi.
Bir Maldivlerden bir de Bosna-Hersek'ten fahri vatandaşlık bekliyorum. Başka yerleri bu kadar aşkla anlatmıyorum..
Yorum Gönder